Bir önceki yazımda (Nereden Geldin Sen Şimdi?) ölümden bahsetmiştim. Bu yazımda ise doğumdan, esasında sembolik bir doğumdan bahsedeceğim. 29 ağustos benim doğum günüm (Nüfus cüzdanımda 30 Ağustos yazıyor ve astroloji ile ilgilenmeye başlayana kadar doğum günümü 30u sanıyordum. Doğum saatimi öğrenmeye çalışırken öğrenmiş oldum aslında 29unda doğduğumu. Ah doğum yerim de Kaş değil Fethiye. Ay dışındaki diğer gezegenlerde 1 derecelik fark dışında pek bir fark yaratmasa da bu durum ayım boğada olurdu ki boğadaki o rahatlık hiç yok bende. Neden bana başka bir kimlik vermeye çalışılmış ki anlamadım doğrusu. Neyse bu başka bir konu ve benim kendimce her şey üzerinde gereksizce düşünme alışkanlığım. Kimse bunu bu kadar önemsemiyor, 1 gün işte ne fark edecek deyip geçiliyor. Ama da fark var işte dostum:)). İnanır mısınız tamı tamına 33 yaşında oldum. Doğrusu ben hiç inanamıyorum. Bir sene içinde 10 yaş birden alınca bir miktar otuzlarıma geldim sayılır yine de. Güneş 33 yılda bir tam doğduğumuz andaki pozisyonuna gelirmiş doğum saatimizde. Yani nasıl ki 29 Ağustos 1991de Güneşim 5 derece Başak burcunda ise 29 Ağustos 2024 tarihinde aynı saatte yine 5 derece Başak burcunda idi. Perşembe günü doğmuşum, bu sene de yine Perşembe gününe denk geldi haliyle doğum günüm. İşte bunu öğrenmek ile başladı benim 33 yaşa dair merakım. Güneş aynı konuma gelmekle beraber doğum anındaki burç da yükseliyor. Ee bu bir nevi ikinci bir doğum değil mi aslında? Ve çok ilginç ki bu yaşıma yine doğduğum şehirde girdim. Hayır yazları zaten burada olup girmişliğim vardı ama bu defa çalışmıyor oluşumdan mütevellit tüm yaz buradaydım ve bu durum kaçınılmazdı. Sanki gerçekten tüm olan bitenle beraber hayat beni ikinci bir doğuma hazırlıyordu. Başka Bir Gözle Bakabilir Misin? yazımda sabah yürüyüşlerinden bahsetmiştim, belki hatırlarsınız. İşte onlardan ilkinde şu satırlar dökülüvermişti birden:
33 yılda Güneş döngüsünü tamamlayıp olduğu yere geliyor. Ve ben doğduğum yerdeyim. Doğum çok sancılı. Annemden değil de bu defa kendimi kendimden doğurmam, yeniden başlamam gerekiyor. İnsan yeniden başlaması gerekirken daha önce hiç yaşamamış gibi olamıyor. Hiç yaşamamışçasına o dinçlik ve umutla bakamayabiliyor hayata. Belki de sancısından. Geç kalmış bir doğum gibi. Ya da erken doğmuşum da küvezde hayata tutunmaya çalışıyormuşum gibi. Galiba bu daha doğru oldu. Küvezde bir Nur Banu. Ölmekle yaşamak, hayata tutunmakla veda etmek arasında gidip geliyor. Bekleyişlerini görüyorum ailemin, adeta camın arkasından hayata tutunmamı bekliyorlar. Biliyorum ama cevap veremiyorum. Ben de sadece bekliyorum.
Bu cümlelerin bir miktar melankoli içerdiğinin farkındayım, sadece minik bir miktar lütfen. Tamam tamam kabul edelim bazılarımız uzun ve derin yaslar yaşıyor olabilir.
33 yaşına dair araştırma yaparken karşıma 33 sayısına dair de bazı bilgiler çıktı. Peki gerçekten bu kadar önemli mi bu 33? Özel bir anlamı var mı? Peki 33 yaş..? Hayatımızda hangi döneme denk geliyor? Bizden ne istiyor, bize ne anlatıyor? Hiç şüphesiz ki gezegen hareketlerinin burada bize anlatacağı bir şeyler olmalı. Şimdi 33 yaşına dair astrolojik bilgilere geçmeden önce 33 sayısının numeroloji, din, spiritüellik ve mitoloji gibi çeşitli alanlarda nasıl yer aldığına değinelim:
Tespihleri düşünelim: 3erli 33 tane boncuktan oluşur ve namazlardan sonra tespih çekilirken 33 kez Subhanallah, 33 kez Elhamdülillah ve de 33 kez Allahu Ekber denilir. İslamiyette, cennette ebediyen 33 yaşında olunacağına inanılır. Ayrıca, Kur’an-ı Kerim’de Güneş (Şems) kelimesi 33 kez geçiyormuş (Taslaman, 2023) (Burada Güneş’in iki farklı şekilde ele alınması söz konusu. Bu yaklaşımlardan birine göre 32, birine göre 33 kere geçiyor ki zaten her iki yaş da oldukça önemli)
Hristiyanlıkta Hz. İsa’nın 33 yaşında çarmıha gerildiğine ve yeniden dirildiğine inanılır. Bu sembolik yaş, 33 sayısını bu nedenle Hristiyan geleneğinde ve teolojisinde önemli bir sayı haline getirmiştir. Birçok Hristiyan mistik için 33 yaş, ruhsal dönüşümün ve yeniden doğuşun sembolüdür. Doğu Ortodoks Hristiyanları 33 boğumlu dua ipleri kullanmışlardır. Ayrıca 1980’lerde ABD’deki Piskoposluk Kilisesi’nden Lynn Bauman, Anglikanlar için 33 boncuklu bir tespih tanıtmıştır. Bu tespih 4 grup halinde düzenlenmiş 33 boncuktan oluşmaktadır ve buradaki 33 Hz. İsa’nın yaşamını temsil etmektedir (Işık & Kadıoğlu, 2019).
Meryem suresi 30-33. ayetlerin meali de şu şekilde:
Allah´ın bir mucizesi olarak İsa şöyle dedi: «Şüphesiz ben Allah´ın kuluyum. O bana kitap verdi ve beni bir peygamber yaptı. Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti. Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni zorba ve isyankar yapmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir.»
Ve de tam işte 33. ayette Hz. İsa’nın doğum, ölüm ve yeniden dirilişinden söz ediliyor.
Masonların önemli sembollerinden birisi 33 sayısıdır. Masonluk 33 dereceden oluşmaktadır (Yıldırım, 2024)
Hz. Süleyman Mabedi 33 yıl ayakta kaldığı gibi Hz. Davut da 33 yıl saltanatta kalmıştır (Yıldırım, 2024).
Numerolojide 33 sayısı “master number” olarak kabul edilir ve ilham, merhamet ve ruhani aydınlanma ile ilişkilendirilir. Bu, çeşitli ezoterik ve mistik geleneklerde sembolik önemine katkıda bulunmuştur. (Numerolojide her harfin bir sayısal değeri vardır. İsim ve soyisimimizde yer alan harflere karşılık gelen sayısal değerleri ve doğum tarihimizi kullanarak çeşitli hesaplamalar yapabiliyoruz. Örneğin isim ve soyismimizde yer alan sesli harflere karşılık gelen rakamları toplayarak hayatta tamamlanmış hissetmek için neye ihtiyacımız olduğunu gösteren ruh güdüsünü bulabiliyoruz. Bu hesaplama yapılırken 11, 22 ve 33 dışındaki sayılar tek bir haneye indirilecek şekilde sadeleştiriliyor. Diyelim ki 35 bulduk, o zaman 3 ile 5i toplayarak 8 elde ediyoruz. 11, 22 ve 33 ise özel sayılar. 11 indigo, 22 üstat sayı olarak geçiyor. 33 ise içlerinde en nadir bulunanı. Evliya bilinci olarak da geçiyormuş. Bunlar gerçek mi şehir efsanesi mi bilmiyorum. Ben de bir 11im. Dünyaya ait hissetmemek, anlaşılmadığını düşünmek, insanlara faydalı olma güdüsü, hayatın zorlu olması çok ben evet ama başka gezegenden gelmek, yok çokça bedenlenip yaşlı ruh olmak falan onlara inanmıyorum :))
Antik Yunan ve Roma mitolojisinde 33 sayısı tanrılarla ilişkilendirilmiş ve kutsal bir sayı olarak kabul edilmiştir. Örneğin, eski Yunanlılar Olimpos Dağı'nda 33 tanrı olduğuna inanmışlardır.
Hinduizm'de 33, Tridasha olarak bilinen Vedik panteondaki tanrıların sayısıdır ve kutsal bir sayı olarak kabul edilmiştir.
Tarihsel olarak 33 sayısı, uyum ve denge ile ilişkilendirildiği eski Çin felsefesi gibi bazı kültürlerde de uğurlu veya şanslı kabul edilmiştir.
İnsan omurgasında 33 omur vardır.
Mısır Tanrıçası Maat'ın kanatlarında 33 tüy olması şeklinde de birçok sembolik bağlamda karşımıza çıkmaktadır (https://www.quora.com/What-is-the-significance-of-the-number-33-in-history#:~:text=In%20some%20other%20religions%2C%20such,vibration%20and%20potential%20for%20spir)
Özetle, 33 sayısının sembolik ve ruhani önemi tarih boyunca çeşitli dini, kültürel ve ezoterik geleneklerde izlenebilir. Bununla birlikte sanatta da 33 sayısının izine rastlamak mümkündür.
İlahi Komedya, Cehennem (İtalyanca: Inferno), Araf (İtalyanca: Purgatorio) ve Cennet (İtalyanca: Paradiso) isimlerindeki her biri 33 kıtadan (İtalyanca: Cantica-Kanto) oluşan 14,233 satırdan meydana gelmektedir. 33 kıtalık 3 bölüm ve bir ilave giriş kantosuyla toplam 100 kantodan oluşur. Eserde 3, 7, 22, 33 sayıları dikkat çeker, mesela şiirin bölümleri bu sayıların katları halinde kuruludur (https://tr.wikipedia.org/wiki/İlahi_Komedya).
Ressam Michelangelo, Sistine Şapeli'ni 33 yaşında boyamaya başlamıştır.
İspanyol mimar Antonio Gaudi tarafından tasarlanan Barselona’daki Sagrada Família Kilisesi basit bir düzende 4x4lük sihirli bir kareye (satır, sütun ve köşegendeki sayıların toplamının daima aynı sayıyı vermesi) sahiptir (Huylebrouck, 2001) Burada ise satır, sütun ve köşegenlerde yer alan sayıların toplamı 33’tür.
Ünlü Amerikalı ressam Jackson Pollock da 1949 yılında “33 Numara” adlı bir resim yapmıştır (https://www.quora.com/What-is-the-significance-of-the-number-33-in-history#:~:text=In%20some%20other%20religions%2C%20such,vibration%20and%20potential%20for%20spir).


Şimdi ise 33 yaşa dair bazı astrolojik bilgilere yer vermeye geldi sıra.
İlk olarak ne demiştik? Güneş 33. doğum günümüzde ve doğum saatinde tam olarak doğduğumuz andaki konumuna geliyor. Bunu da Solar Return yani Güneş Döngüsü haritasını kullanarak görebiliyoruz. Solar Return ya da Yıllık Güneş Haritası, Güneş’in doğum haritasındaki Güneş’in bulunduğu dereceye geldiği zamana göre çıkartılan bir haritadır. Güneş dönüş hızı farklı olduğu için diyelim ki sabah 10da doğdunuz ama Güneş o yıl o dereceye saat 11de gelecektir. Dolayısıyla saat 11e göre harita çıkarılacaktır. Bu haritayı çıkarırken aynı zamanda nerede yaşadığınız da önemlidir. Doğum gününüzde başka bir şehirde olsanız bile yılın büyük çoğunluğunun geçirileceği yer dikkate alınmaktadır (İlhan, 2021). Astro.com üzerinden bakmak istediğinizde chart type kısmından Solar Return’ü seçerek ve start date olarak da doğum gününüzü girdiğinizde yani 29 Ağustos ve 2024 senesinin returnüne bakmak istediğimiz için 29.08.2024 tarihine baktığımızda haritamız çıkıyor (Ohh bol başak- yükselen ve Venüs de başak (başağın Venüs’te işi neee:))- ve bol ikizler dolu-ay, mars ve Jüpiter- bir sene olacağa benziyor. İkisinin de yöneticisi Merkür. Yani sene yöneticim (ruler of the year) Merkür oluyor. Bu sene bol anlatmalı bir sene olacak sanıyorum). Bu harita yorumlanırken önce yükselene bakılıyor. Örneğin yükselen ikizler burcunda ise öğrenme, iletişim, kendini kelimelerle ifade etme gibi konuların ön planda olacağı söylenebilir. Daha sonra Güneş ve diğer gezegenlerin hangi evlerde oldukları, ne tür açılar aldıkları incelenmektedir. Diyelim ki Güneş 10. evde ise kariyer konusunun, 7. evde ise yakın ilişkilerin ağırlık kazanacağı söylenebilir (İlhan, 2021).
Bir kişinin doğum haritasına dayanarak hayatının genel yıllık temasını değerlendiren Annual Profection isimli eski bir Helenistik astroloji tekniği var. Bu tekniğe göre her yaş doğum haritası üzerinde bir eve denk geliyor. 33 yaşın denk geldiği ev ise 10. ev, yani 33 yaşında 10. ev profeksiyonu yaşanıyor. Peki astrolojide 10. ev neyi temsil ediyordu? Meslek, kariyer, ün, toplum önündeki statü, yaşam yönü, kişiyi çağıran yer, kader. Bu da demek oluyor ki 33 yaşında kariyer anlamında büyük değişimler yaşamak çok olası. Ya da toplum önündeki statünü değiştiren, seni gitmen gereken yere götürmek noktasındaki şeyler. Bir terapist olan Lauren de bu yaşta iş kuran, okula dönen, terfi alan, iş değiştiren ya da kariyer anlamında büyük atılımlar yapan çok sayıda insanla karşılaştığını ifade ediyor. Instagram üzerinden denk geldiğim 33 yaşına dair iki postun altındaki yorumlarda da bu yaşta çok büyük değişiklikler yaşayan çok sayıda insan olduğunu görmüş oldum. Yer değişikliği, evlenme, çocuk sahibi olma, hamilelik, ölüm, kendini arama, inançta değişim gibi oldukça büyük çaplı değişimler yaşanmış. Annual profectionınıza da şu verdiğim linkten doğum bilgilerinizi girerek ulaşabilirsiniz astroseek.com-annual projection (Yine aşağıda yer alan görsel de hangi yaşın hangi ev profeksiyonunda olduğunu göstermektedir)
33 yaş döngüsünde ay düğümlerimizin de etki almaya başladığı söyleniyor. Şöyle ki bu etki esasında haritaya göre sanıyorum ki 32den sonra başlıyor (Çünkü transit ay düğümlerinin natal ay düğümlerime karesini 32 yaşında yaşadım ben). Bir de şimdi ay düğümlerinin başak-balık aksına geçmesi ile beraber transit GAD başağın önce mars, sonra yükselen ve en son da güneş ile kavuşumunu yaşayacağım (ay düğümleri retro olduğu için aslında geriye doğru hareket ediyor. İlk olarak yanlış yazmışım. Burada düzelttim. Ses kaydında yanlışı kaldı artık :)). Püff bitmiyor. Yeni başlıyoruz da diyebiliriz. Ihhh…
33 yaşına kadar güney ay düğümünün etkisinde daha çok kaldığımızı, bu yaştan sonra daha kuzey ay düğümü yönüne gidileceğine dair şeyler de okudum. Fakat doğrusu ben bundan emin değilim. Zaten ilk olarak gidilmesi gereken ifadesi yanlış olmakla beraber bunun kişiye bağlı olduğunu düşünüyorum. Kuzey ay düğümümüzdeki burcun olumlu özelliklerini kazanmamız gerekiyorken güney ay düğümü burcumuzun ise gölge yönlerini bırakmamız gerekiyor. Aslında doğrusu bu.
Dinçer Güner de şunu söylemiş 33 yaşa dair:
Güneş aynı pozisyona geldiği anda doğum haritalarımızdaki karmanın en önemli işaretleri, hayata geliş amaçlarımızı, tekamülü sembolize eden “Ay Düğümlerimiz” tetikleniyor. Ay düğümlerimiz tetiklendiği anda ise, hayatımızın akışında ciddi bir testten geçiyoruz veya çok önemli bir gündemimiz oluşmaya başlıyor. Ay düğümlerinizin hangi burçlarda olduğuna göre bu sınavlar değişebiliyor tabii ki.
Koç – Terazi aksında ise tema daha çok ilişkiler ve ilişki yönetimi üzerine oluyor.
Boğa – Akrep aksında ise daha çok parasal konular ve güven konusu.
İkizler- Yay aksında ise iletişim kurma biçimimiz ve kendimizi ifade etmemizle ilgili.
Yengeç – Oğlak aksında ise üremek, iş hayatı ve kariyer odaklı.
Aslan – Kova aksında ise ego ve kimlik gelişimi üzerine olabiliyor.
Başak – Balık aksında ise fedakarlık ve sağlık konularına üzerine oluyor. (Güner, 2020)
Aslında 33 yaşına gelmeden de çok sayıda zorlanma yaşıyoruz. 24 yaş civarındaki gelişme döneminde verilen kararların sonuçlarını 27-30 yaşlarında alıyoruz mesela. Barış İlhan’ın Yetişkinlerin Buluğ Çağı isimli bir kitabı var, Biraz Çok Yorgunum yazımda da bahsetmiştim bu kitaptan. Bütün yaş dönemlerini oldukça detaylı bir şekilde anlatıyor orada. 27-30 yaşları arasında yaşam yönümüzü belirleme ve ona doğru ilerlemede ne kadar başarılı olduğumuzu görüyoruz. Bu yaşa kadar kişiliğimizi bulmamız, yaşam hedefimizi saptamamız ve toplumla aktif olarak kaynaşmamız gerekiyor. 28-30 yaşları arasında da bir Satürn döngüsü yaşıyoruz ki bu yaşamımızın en önemli dönemlerinden birisi. Bu yaşa kadar iyi hazırlanmış olanlar -kendi iç seslerine kulak verip, hayatlarını kendi isteklerine göre oluşturup, yaşanan gerilimlerdeki mesajları iyi okuyabilenler- içsel bir huzur ve başarı yaşarken buna hazırlıksız yakalananlar ise önemli dönüşümlerin eşiğinde oluyor. 33 yaş civarında ise Jüpiter’in 2. karesini yaşıyoruz (yani transit Jüpiter’in doğum haritamızdaki Jüpiter’e karesi). Bu kare 36 yaşında başlayacak olan yeni döngüye hazırlık niteliğindedir. 27-30 yaşları arasında düzenlememiz gereken ancak henüz düzenlemediğimiz şeyleri işte bu 33 yaş civarında düzenleyebiliriz (İlhan, 2021). Düzenleyelim ki yetişkinlerin buluğ çağı ve insan hayatının en zorlu dönemi olarak adlandırılan yani 35-44 yaşları arasındaki o dönemden sağ salim çıkabilelim. (Aşağıya yaş dönemlerine ait tabloyu da ekledim. Hangi yaş döneminde nasıl etkiler aldığımızı ve 35-44 yaşları arasının neden bu kadar zorlayıcı olarak tarif edildiğini görebilirsiniz-bütün gezegenler neredeyse aralıksız kare ve karşıt açı yapıyor)
33 yaş önemli farkındalıklar, aydınlanmalar, yeni başlangıçlar yaşı gibi duruyor, ne dersiniz?
Dark dizisini izleyenler biliyordur (ben henüz izlemedim), orada da 33 yıllık döngülerden bahsediliyormuş. Şöyle bir alıntıya denk geldim diziye dair:
"Sen hiç 33 yıl döngüsü diye bir şey duydun mu? Takvimlerimiz yanlış, bir yıl aslında 365 gün değil. O yüzden asla tam olarak senkronize olamıyoruz. Ama 33 yılda bir her şey eski hâline dönüyor. Yıldızlar, gezegenler, bütün evren aynı konuma geliyor. Ay-Güneş döngüsü. Dedemin böyle şeylere saplantısı vardı. Büyük Patlama, Büyük Çöküş. Nietzsche'nin Bengi Dönüşü..."
Araştırmalarım esnasında başka bir ayrıma da denk geldim astrolojide. Kadim astrologlar insan yaşamını dönemler olarak bölümlemiş ve de her bir döneme bir gezegenin denk geldiğini ifade etmişlerdir. İnsan yaşamını dönemler olarak bölümlemek konusunda en eski bilgileri Ptolemy’nin Tetrabiblos adlı eserinde bulabiliriz. Ptolemy eserinde bu konuya yer verir ve şöyle der:
“İnsan doğasıyla ilgili olarak zamanın dönemsel olarak bölümlenmesi tek ve aynı evrensel yöntemle gerçekleştirilir ve bu, 7 gezegensel kürenin düzeni ile ilişkilidir. Bu nedenle zamanın periyodik bölümlenmeleri, usulüne uygun olarak, kişinin hayatının ilk yılı ile ve ufuk çizgisinin üzerindeki ilk küre yani Ay ile başlar ve kişinin hayatının son yılı ve gezegensel kürelerin sonuncusu olan Satürn ile sona erer. Her bir gezegenin kendine özgü nitelikleri hayatın hangi yıllarına denk düşüyorsa o yılları etkiler; her yaş belirli bir gezegen tarafından yönetilir. Bu gözlemler gereklidir; çünkü zamanın genel bölümlenmeleri, doğum haritalarında bulunan bazı istisnai özellikler sonucunda küçük farklılıklar gösterseler de genel olarak gezegenler aracılığıyla gerçekleştirilirler.” (akt. Döşer, 2022)
Yaş dönemleri tekniği kullanılarak ömrün belirli bir dönemi değerlendirilirken o dönemin yöneticisi olan gezegenin haritadaki durumu dikkate alınır. Haritada hangi burçta olduğuna, kaçıncı evde yerleştiğine, ve hangi açıları yaptığına göre bir değerlendirme yapılır. 22-41 yaş arası Güneş dönemidir ki işte 33 yaş da haliyle Güneş dönemine denk gelmektedir bu ayrıma göre. Bu dönem en büyük yaratıcılığın kazanıldığı dönemdir. Kendini tanıma ve gösterme en çok bu dönemde gerçekleşir. Tanınmanın olup olmayacağı, ne ölçüde bir tanınma olacağı da Güneş’in haritadaki konumu ile ilgilidir. Bu dönem kişiliğin oturmaya başladığı, hedeflerin belirlendiği, hayatı yönetme kabiliyetinin geliştiği, egonun tanımlandığı bir dönemdir (Döşer, 2022).
Ptolemy der ki;
Bu dönem 19 yıl sürer. Zihne öz denetim hakimdir; kişi kariyerini inşa etmeye başlamıştır. Başarı ve zafer elde etmek istemektedir. Çocuksu düzensizlikler yerini daha düzenli faaliyetlere ve itibar arayışına bırakır.
Görüyoruz ki hayat hiç de öyle kolay falan değil. Hele bir yaştan sonra artık giderek zorlaşıyor sanırım. Çeşitli ıstıraplar dahil oluyor hayata. Bunlarla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor sanırım ve asıl mesele başımıza gelenlerle ne yaptığımız. Zaten başımıza gelen her olay bir şey anlatmıyor mu bize?
Hayat sihirle dolu bir yer değildi evet ama sihirli bir dünyada yaşıyormuş gibi kandırabilirdik kendimizi ve sevdiklerimizi. Çürümeyi durduramazdık ama eğlenceli hale getirebilirdik pekala. Şaşırmak ve şaşırtmak…Merak…Buna tutunabilirdik işte! (Güzelsoy, 2015, p. 125)
Şöyle bir alıntıya denk geldim, Silver Birch’e ait olduğu söylenen:
Yeteneğiniz ve becerileriniz ne kadar fazla olursa şuurluluğunuz da o derece çoğalır. Ruh varlığı , dünyanıza girişinde beraberinde getireceği yetenekleri ne yapması gerektiğini bilerek bedenlenir. Yetenekleri olup da bunları kullanmayan insan yetenekleri olmayan insandan daha fazla bedel öder.
Bunun başka bir yolu yoktur. Istırap, bilgiye doğru adım atmak için kullanılan en büyük basamaktır. Istırap, ruhun şuur kazandığı en büyük araçlardan biridir. Istırap özellikle varlığın en ince teline kadar tesir eden ıstırap, ruhun şuurlanmasını sağlar. Varlık bazen bedenin içine o kadar gömülür ki onu dışarı çıkarmak için büyük bir güce gerek duyulur.
İşte sanırım gezegen hareketleri ile beraber bize olan tam da bu, kendi varlığımızın ortaya çıkması, yani buna zorlanmamız.
Dünya neden bu kadar sert davranıyordu bazılarımıza? Yer mi dardı? Yeterince mahsul alınmıyor muydu topraktan? Saadet, neşe, haz çok mu sınırlı miktarda bahsedilmişti bu gezegene?
Dünya bonkördü aslında. Peki neden bu kadar acı vardı? “Şöyle düşün” diyordu Süreyya, “mutfaktaki malzemeleri tezgaha yığıyorsun, aklına gelen her şey var, hı? Nice yemekler pişirebilir, sofralar kurabilirsin ama sen bu malzemeleri kötü kullandığın için bulamaç yapıp çıkıyorsun. Anlıyor musun? Dünyayı, onun nimetlerini ve birbirimizi hoyratça kullanıyoruz. Esas mesele de bu zaten (Güzelsoy, 2015, p. 185-186).
Sizler de benimle deneyimlerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum. Daha önceki yazılarda kendi hayatıma dair değişimlerden ve sınavlardan çokça bahsettiğim için burada yer vermek istemedim.
Umarım kendimiz olduğumuz, kendi yolumuzu bulduğumuz bir ömür yaşarız.
Sevgiler
Nurbik
Size yaptığım doğum günü videomu ve doğum günümden fotiler de ekleyeyim buraya :)




References:
Döşer, Ö. (2022). Astroloji ve yaş dönemleri. Received from
Güner, D. (2020). Kritik yaşa dikkat. Received from https://www.sozcu.com.tr/kritik-yasa-dikkat-wp5908233
Güzelsoy, İ. (2015). Değmez. Doğan Kitap.
Huylebrouck, D. (2001) The Magic Square on Sagrada Familia. The Mathematical Intelligencer 23(4), 49 - 53.
İlhan, B. (2021). Yetişkinlerin Buluğ Çağı. Barış İlhan Yayınevi & Danışmanlık
Kadıoğlu, M., & Işık, N. (2019). Dini ve Milli Sembolizm: Bitkiler, Hayvanlar, Sayılar, Renkler, Astronomik ve Monografik Semboller. Muhsin Kadıoğlu.
Taslaman, C. (2023). “33” sayısı sırlı bir sayı mı? Received from https://www.youtube.com/watch?v=FQQA76o7ctA
Yıldırım, A. (2024). Modern Türkiye'de Masonluk: Osmanlı Modernleşmesi ve Cumhuriyetin Kuruluş Sürecindeki Rolleri. Lejand Kitap
https://www.wikihow.com/Annual-Profections#/Image:Annual-Profections-Step-4.jpg
https://tr.wikipedia.org/wiki/İlahi_Komedya
https://bombmagazine.org/articles/1985/01/01/number-33/
https://earlychurchhistory.org/christian-symbols/magic-square-at-gaudis-sagrada-basilica/
https://www.kuranmeali.net/elmalili-hamdi-yazir-sadelestirilmis-2/meryem-suresi-33.ayet.htm
Share this post